Ana içeriğe atla

Seni Öldürmeyen Acı Güçlendirir

Bir sürü şey yaşıyoruz bu hayatta bunlardan en önemliside acı duygusu.Gözyaşları döküyoruz isyan ediyoruz yaşanılanlara yaşatılanlara çığlıklarımızla yok etmek istiyoruz kalbimizdeki acıyı ama yinede o acı olduğu yerde kalıyor zamanla geçiyor yada geçiyormuş gibi yapıyor ve dokandığımız anda kanıyor.Seni öldürmeyen acı güçlendirir sözü herhalde acılardan sonra yarasının tekrar kanamasını önlemek için söylenen bir söz olmalı.Her gözyaşımızın ardından hayatın devam ettiğinin farkına varıyoruz mecburen ve devam ediyoruz kaldığımız yerden çünkü durup dinlenmek için zaman vermiyor hayat o devam ediyor hikayelerine kaldığı yerden ve Hatırlatıyor daha devamı olduğunun tüm yaşananların birgün biteceğini fakat yolculuk boyunca nerde ?, nasıl ?, ne zaman ? çıkacağını bilmeden yaşamak gerektiğini öğretiyor.Bazılarımız bunu erken yaşlarda öğreniyoruz bazılarımız her ne kadar sık sık öğretmeye çalışsada Hayat ,bir türlü aklımız almıyor ve aynı şekilde devam ediyoruz.Hata yapmayı seviyoruz biz çünkü hatalardan oluştuk ve ne tuaftır ki yine o hatalar yüzünden acı çekiyor,gözyaşı döküyoruz.Ve yinede devam ediyoruz hikayeye kaldığı yerden gittiği yere kadar mutlu sona kadar......

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Belki dünya insan olsaydı, "Yine geldim amaçsız bir dönüş" diye fısıldayabilirdi

Ne olduğunu anlamadan geçen koca bir 365 gün... Belki dünya insan olsaydı, "Yine geldim amaçsız bir dönüş" diye fısıldayabilirdi. Bizde yeni umutlarla toz pembe birkaç saat yaşayalım diye, yemeler içmeler, birkaç havalı story atmak için girdiğimiz bir savaşın içindeyiz. Hayallerimizi dövizin hızına kaptırmışız. Belki yetişebiliriz, belki ucundan yakalayabiliriz. Geçtiğimiz yıl, çok fazla başkaları adına utandığımız, insanlığımızı sorguladığımız bir yıl oldu. Yorucu ve yıpratıcıydı, fakat aynı zamanda ışıklı dört mevsimi de hissettirdi bize. Kendi savaşımın içinde bir adım daha ileriye gittiğim bir yıldı. Çok şey değiştirebildim mi hayatımda? Bazen evet, bazen hayır. Hoşlandığım çocuğun bana yazmaması canımı yaktı, ama Lady Gaga'nın "Kariyeriniz bir sabah uyandığınızda sizi sevmediğini asla söylemeyecek" sözünü hatırlayıp, yoluma daha sıkı sıkı tutundum. 30 yaşın verdiği zorunlu bir olgunlukla birlikte, tahammül sınırlarımız azalıyor. İnsanlara karşı daha az taha

Vaktin varken SEV

Vaktin varken sev, Korkma duygularından sadece yaklaş Yargılama kendini aynalarda sadece inan Kalbin varken hisset sıcaklığını saflaş biraz Çiceklerden yol yap sevgine ve sakın geri dönme Vaktin varken sev, Bir tekrarı daha olmayacak çünkü Bak bir kelebek daha öldü Bu kez kalbinin götürdüğü yere git. Sorma sorgulama sadece git. Vaktin varken sev Koru sımsıkı sar aşkı kaybetme sakın Vedalar acıtsada,korkma ağlamaktan Hadi yaklaş şimdi başlıyor aşk......

+20 Yaş Sendromu

          Hani vardır ya böyle artık aynalara baktığınızda eskisi gibi değilsinizdir nerde o eski günler dersiniz aslında 40'lı yaşlarda söylemeye başlarsınız ama 20 'li yaşlarda da söylemeye başladık biz.Lisede sınıfınızdaki en ilginç (burda ilginç darken aslında en kötüsünü söylüyorum) çiftin sizden once nişanlandığını duymak yada artık doğum günü partileri yerine nişan,düğün partilerine davet edilmeye başladığınız an işte o an 20'li yaş sendromu başlamış oluyor.Daha siz doğru düzgün bir ilişki yaşayamıyorken rekor ilişki süreniz 6 ayı geçmiyorken diğer arkadaşlarınızın nişan törenine gitmeniz insanda hafif bir depresyon ve ufaktan Halil Sezai dinleyerek (ki hiç sevmem) İsyan etmenize sebeb olabilir.Hayallerinizin artık gerçekten saçma olduğunu anladığınız ve çok az bir kısmını gerçekleştirmek için uğraştığınız dönemdir.Aslında hepsini isteseniz gerçekleştirirsinizde arada bir aşk gelince birde evde kalma durumu oluşmaması için biraz olsun vazgeçersiniz.Zate