Ne olduğunu anlamadan geçen koca bir 365 gün... Belki dünya insan olsaydı, "Yine geldim amaçsız bir dönüş" diye fısıldayabilirdi. Bizde yeni umutlarla toz pembe birkaç saat yaşayalım diye, yemeler içmeler, birkaç havalı story atmak için girdiğimiz bir savaşın içindeyiz. Hayallerimizi dövizin hızına kaptırmışız. Belki yetişebiliriz, belki ucundan yakalayabiliriz. Geçtiğimiz yıl, çok fazla başkaları adına utandığımız, insanlığımızı sorguladığımız bir yıl oldu. Yorucu ve yıpratıcıydı, fakat aynı zamanda ışıklı dört mevsimi de hissettirdi bize. Kendi savaşımın içinde bir adım daha ileriye gittiğim bir yıldı. Çok şey değiştirebildim mi hayatımda? Bazen evet, bazen hayır. Hoşlandığım çocuğun bana yazmaması canımı yaktı, ama Lady Gaga'nın "Kariyeriniz bir sabah uyandığınızda sizi sevmediğini asla söylemeyecek" sözünü hatırlayıp, yoluma daha sıkı sıkı tutundum. 30 yaşın verdiği zorunlu bir olgunlukla birlikte, tahammül sınırlarımız azalıyor. İnsanlara karşı daha az taha
Çok yürüdüm ne kadar yürüdüm bilmiyorum Ayaklarımı artık hissetmiyorum ''Oralar çok ıssız bak kaybolursun'' diyenlere aldırış etmeden Yürüdüm,bıkmadan yorulmadan ışığı bulacağım ümidiyle Sonra küçük bir parlaklık hissettim avcumun içinde Aradığım ışık aslında avuclarımdaydı Karanlıkta yürümek boşunaydı Sonra avcumu kaldırdım başımdan yukarıya İlk biraz korktum çünkü ne göreceğimi bilemiyordum Ama avcumun aydınlattığı kadar göreceğim için karanlıktan korkmamaya başladım Aydınlattığı kadardı benim dünyam Sonra daha ileriye gittim hep ileriye Bir ışığa ihtiyaçım yoktu karanlıkta yolumu bulmak bana kalmıştı Sonra ışığımın yetersiz olduğunu farketmeye başladım İşte o an büyük bir umutsuzluk kapladı yüreğimi Ne zaman sona ermişyi bu ışığın kaynağı Neden eskisi gibi tatmin etmiyordu yol Benzer yerlerden geçimiyordum oysa Sorun sadece kendi küçük bölgemi aydınlatmaktı Oysa gidersem uzaklaşırsam kocaman bir dünya bekliyordu Ben artık avcumun içindeki kaynağı kullanmak yerin