Ana içeriğe atla

Bir bataklığa saplanmış gibi hissediyorum yine


Bir bataklığa saplanmış gibi hissediyorum yine.

Bu hissi tam altı yıl önce de yaşamıştım.
Çıkamayacağımı, başaramayacağımı düşündüğüm o anlarda, bir el uzanmıştı bana.
Ve hayalini kurduğum, arzuladığım yer için bir kapı aralanmıştı.

Bugün, tam altı yıl önce başladığım odadan bakıyorum kendime.
O ilk günkü halime…
Ne kadar heyecanlıydı, ne kadar mutluydu… Çünkü yapabildiğini görmüştü.
Ama şimdiki ben… Yorgunum.

Ve bir kez daha bir bataklığa saplanıyormuş gibi hissediyorum.
Ama bu kez korkmuyorum.
Çünkü değiştirmem gerekenleri biliyorum.
Sadece cesaretimi toplamayı bekliyorum.
Yorgunluğumun geçmesini istiyorum.

Savaşmak zor. Ama bu hayatta ne kolay ki?
Yan gelip yatmak isterdim belki, ama hiç öyle biri olamadım.
Muhtemelen hiçbir zaman da olamayacağım.

Yine savaşacak bir şey bulurum.
Yine arar, sorar, başlarım.

Bulunduğum yerde insanlar bir bataklığa saplanmış.
Bense suyun kenarında, ayaklarıma doğru ağır ağır yükselen çamurlu suyu izliyorum.
Henüz çok değil… Biraz daha bekleyebilirim, diyorum.
Ama gün geçtikçe o çamurlu su beni hapsedecek, biliyorum.

Cesaretimi toplamam gerek.
Yeniden bir savaşa girmem gerek.

Bunu bilmeliydim. Anlamalıydım.
Değişim güzeldir. Ve mutlaka yaşanmalıdır.

Ben bir başka bataklıkta bir kez daha batamam. Hayır. Yapamam.
Cesaretimle birlikte gitmeliyim.

Bu çamurlu suyun daha fazla yükselmesini bekleyemem.
Artık bitireceğim.
Ve yeni bir yola başlayacağım.

Yeni yolumda kocaman bir lamba var elimde.
Ve benimle gelmek için can atan bir sürü insan…
Ne yaptığıma sonsuz inananlar, bana güvenenler var.

Bu nehrin de zamanı doldu.
O da kirlendi. Ve bitti.

Haydi, kalk!
Daha fazla kirlenmeden gitme zamanı!


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Vaktin varken SEV

Vaktin varken sev, Korkma duygularından sadece yaklaş Yargılama kendini aynalarda sadece inan Kalbin varken hisset sıcaklığını saflaş biraz Çiceklerden yol yap sevgine ve sakın geri dönme Vaktin varken sev, Bir tekrarı daha olmayacak çünkü Bak bir kelebek daha öldü Bu kez kalbinin götürdüğü yere git. Sorma sorgulama sadece git. Vaktin varken sev Koru sımsıkı sar aşkı kaybetme sakın Vedalar acıtsada,korkma ağlamaktan Hadi yaklaş şimdi başlıyor aşk......

+20 Yaş Sendromu

          Hani vardır ya böyle artık aynalara baktığınızda eskisi gibi değilsinizdir nerde o eski günler dersiniz aslında 40'lı yaşlarda söylemeye başlarsınız ama 20 'li yaşlarda da söylemeye başladık biz.Lisede sınıfınızdaki en ilginç (burda ilginç darken aslında en kötüsünü söylüyorum) çiftin sizden once nişanlandığını duymak yada artık doğum günü partileri yerine nişan,düğün partilerine davet edilmeye başladığınız an işte o an 20'li yaş sendromu başlamış oluyor.Daha siz doğru düzgün bir ilişki yaşayamıyorken rekor ilişki süreniz 6 ayı geçmiyorken diğer arkadaşlarınızın nişan törenine gitmeniz insanda hafif bir depresyon ve ufaktan Halil Sezai dinleyerek (ki hiç sevmem) İsyan etmenize sebeb olabilir.Hayallerinizin artık gerçekten saçma olduğunu anladığınız ve çok az bir kısmını gerçekleştirmek için uğraştığınız dönemdir.Aslında hepsini isteseniz gerçekleştirirsinizde arada bir aşk gelince birde evde kalma durumu oluşmaması için biraz olsun vazgeç...

Yalnızlık Değil Derdim

Yalnızlık hiçbir zaman derdim olmadı. Sizin 'yalnızlık' diye tanımladığınız şey, benim için kendimi dinlemektir. Esas yalnızlık, kimseyle sevgi paylaşamamaktır; sizi dinleyecek, anlayacak, kahvenize eşlik edecek birinin hayatınızda olmamasıdır. Bu büyük bir yalnızlık olurdu ve inanılmaz çekilmez bir hayat olurdu. Esas sorun, sevgisizlikten gelmektedir. İnsanların duvarlarından, buz kesmiş kalplerinden. Herkes mi bu kadar kötü olur? Çoğunluk evet. Unutmamalıyım ki muhtemelen ben de bir başkası için "kötü" biriyim. Burada görecelik devreye giriyor ama esas konumuza dönersek; yalnızlık değil derdim. Sevgisizlik, en büyük korkum; sevgisiz kalmak ne büyük bir acıdır. Susuz kalmış bir ağaç gibi hissedersiniz, çaresizce yağmuru beklersiniz. Paylaşmayı bilmemek, aslında en büyük sorun. Birbirimizle olan iletişim, en büyük nedeni... En büyük hediye, aşık olmaktır bu yaşamda. En derinliklerinize kadar hissettiğiniz o korkunç his, ah, ne hoştur... Ne geldiği, ne de gittiği zaman...