Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Eylül, 2012 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

AMOUR

aşkın en güzel anlatıldığı dildir fransızca amour.Birde her bedende güzel anlatılır aşk gözlerinizdeki ışıltı hiç bir zaman sönmez sevdiğiniz yanınızda olunca bir an onu kaybetme duygusuyla yaşarsınız her anınızı onu düşünür onu hissedersiniz vücudunuzun her hareketinde aşk dünyadaki en güzel duygudur yaşanması gereken en güzel duygu.Bazen acı,bazen tatlı.Kimileri aşkı iki bacak arasındaki zevke bağlar öyle insanlar sadece zavalıdırlar.Halbuki bu güzel duyguyu yaşamak herkese kısmet olmaz yalnızlığla yaşamaya alışan binlerce insan var etrafındaki arkadaşlarının aşklarını görerek kendini avutan.Bu yazımda aşktan bahsedeceğim fakat sadece aşktan değil her bedende her nasıl olursa olsun aşkın hep aynı şekilde yaşandığından bahsetmek istiyorum.Dünyada aslında insanlar varolduğu sürece olan bir cinsel eğilim eşcinsellik bu konu üzerine çok şey yazıldı konuşuldu herkes fikrini söyledi falan filan herkesin doğrusuda yanlışıda kendinedir.Kimse kimsenin kararına karışamaz saygı duymak zo

YAŞAMAK İÇİN GÜZEL BİR GÜN DAHA

Nefes aldığım her an için şükürler olsun.Yine çok güzel bir sabaha uyandım havada hafif bir rüzgar,tertemiz bir gökyüzü kuşlar her zamanki gibi hayatın şarkısını fısıldıyor.Bazen çoşkulu,bazen sessizce.Her nerdeyseniz ve nasıl bir durumdasınız bilmiyorum ama umarım her anınız güzel geçiyordur.Yaşamak için güzel bir gün daha bırakın trafikte keyfinizi bozmayı,müziğin sesini biraz daha açın ve kendinizi binlerce kişiye konser veren sanatçı gibi hissedin sadece müziği hissederek düşüncelerinizden kurtulun ne kadar param kaldı bu ay elektrik faturası,telefon,su...vb gereksiz şeylerle kendinizi üzmeyin bırakın akışına hayat istediği gibi yönetsin gereksiz şeyleri ne var yani bir ay mum ışığında otursanız? Her sabah kalktığınızda güzel bir gün daha yaşadığınız için mutlu olun hayat güzel değerini bilin ve değersiz şeylerle kendinizi boşuna üzmeyin. L.G

Inanç

Insanız dünyada varolduğumuz sürece ruhsal olarak birşeye inanma ihtiyaçı duyarız kimileri inandığı şeyi Tanrı kimileri Juda kimileri Jesus kimleri ineğe kimileride hiç birşeye inanmak istemezler.Bizler herseye muhtac varlıklarız ihtiyaçlarımız var arzularımız hayallerimiz bunları gerçekleştirirkende birşeylere inanmak ümit etmek isteriz işte burda din devreye giriyor.Dünyanın her yerinde sürekli katliamların yapıldığı,sırf farklı bir inanışa yaradana inanadığı için kutsal kitaplarına saygısızca saldırıldığı,yada milyonlarca insanların her nasıl nitelendirildiyse acımasızca ve aklınızın almadığı yöntemlerle öldürüldüğü bir dünyada yaşıyoruz.Bu katlıamları yapanlar bir yönden kendilerini haklı bulurlar onları destekleyen çıkar yada desteklemeyen kimin ne yaptığı umrumda değil benim yapmam gereken iki şey var bir insan olarak aslında herkesin yapması gerekir.Saygı duymak karşınızdaki insanın dinine inançına düşüncesine koşulsuz saygı duymak kendi dininizi överek değil yada onun d
Önyargıları yok etmek, atom çekirdeğini parçalamaktan daha zordur. - Albert Einstein-

SADECE ET PARÇASIYIZ

Hepsimiz dış görünüşe bakarak insanları iyi kötü olarak ayırmayı inanılmaz çok severiz.Aslında ne kadarda yanıldığımızın farkına daha sonraları varsakta her zaman yapıyoruz.Alışmış kudurmuştan beterdir misali.Dış görünüş sahtedir bir kız görürsünüz 90 60 90 dedikleri vücut ölçülerine sahip kesinlikle arkadaş olmak istersiniz.Tanıdıktan sonra aslında hiç tanımasanızda bir fark olmayacağını anlarsınız ama şişman çirkin diye isimlendirdiğiniz o güzel insan yarın sizin en yakın arkadaşınız olur.Ön yargı çok tehlikelidir.Bir alkol gibi kanınaza girer ve sürekli bir şüpheyle yada yorumla karşımızdakini yargılarız daha merhaba bile demeden.Bunu neden yapıyoruz inanın bilmiyorum çünkü bende yapıyorum her ne kadar önlemeye çalışsamda bir noktada ön yargı dürtüyor insanı.Ama pek yanıldığımıda söyleyemem çünkü insanları iyi gözlemlerim bence insanların davranışlarını iyi gözlemlemek lazım ne içtiğini nerede gezdiğini bunlardan kişiliğiyle ilgili az da olsa bir ipuçu çıkarabiliriz.İnsanları boşu

meilleur ami

“ meilleur ami” fransızcada en iyi arkadaş anlamına geliyor fransızcayı çok seviyorum ve değişik bir havası olduğu için yazımın başlığını fransızca yazmak istedim.Herkesin kesinlikle bir arkadaşı vardır.Belki sadece arkadaş kelimesi ona çok yakıştığı için birliktesinizdir belkide işiniz düştüğünde hemen telefonla aradığınız yada her an yanınızda olmasını istediğiniz türden biridir.Her ne anlamla olursa olsun insan olarak her zaman bir kişiye ihtiyaç duyarız kimileri bir sevgiliye kimileri en yakın bir arkadaşa fakat bu da bir gerçektir ki sevgilinizle her ne kadar herşeyi paylaşsanızda en iyi arkadaşınız kadar paylaşmamışşsınızdır.Kiminle en güzel şekilde dedikodu yapabilrisiniz yada beğendiğiniz erkeği yada kızı kiminle güzelce bir göz banyosu yapar sonra küçük bir hayal dünyasında el ele gezerek gezintiye çıkar ve hiç çekinmeden yorum yaparsınız tabikide en iyi arkadaşlarınızla.Tanri tarafında verilen en büyük hediyedir bence bir insanın arkadaşının olması evet en güzel d

"Ben biz olduğumuz için "Ben'im"

Afrika'da çalışan bir Antropolog bir kabilenin çocuklarına bir oyun oynamayı önerir, ağacın altına koyduğu meyvalara ilk ulaşanın ödülü o meyvaları yemek olacaktır. Onlara "hadi, şimdi başlayın birinci olan ödülü alacak" der. O anda bütün çocuklar elele tutuşur, koşup ağacın altına beraber varırlar ve hep beraber meyvaları yemeye başlarlar.  Antropolog neden böyle yaptıklarını sorduğunda şu yanıtı verirler; Bu UBUNTU' dur, nasıl olurda diğerleri mutsuz iken birimiz o ödülü yiyebilir ki? Ve UBUNTU' nun anlamını açıklarlar onların dilinde UBUNTU "Ben biz olduğumuz için "Ben'im" demektir

KOZA KELEBEĞİ BİLMEZ

Kaderini ancak sen keşfedebilirsin,senin için hazırlanmış yolu ancak sen bilebilirsin.Burası kalbinin seni davet ettiği yoldur.Nasıl ki koza kelebeği bilmez halbuki kaderidir onun kelebek olmak.Ancak cesur olursa cesaret edebilirse bir yumağın içinden sıkışmış kalmışlıktan kabuğunu kırarak gökyüzüne,özgürlüğe kanat çırpar.İşte insanoğlunun hikayeside budur.Asla kaderini baştan bilemez ve eğer geçilmemiş yollardan geçmez,açılmamış kapıları açmazsa,sonucta bir anlamda açılmadan iade olacaktır.Uykudan kalkma zamanı özgürlüğe kanat çırpın siz kimsiniz ? Kaderini kendisi yazanmısınız yoksa bir koza kelebeğimi ? Bu güzel sözler ROBIN S.SHARMA’ nın kitabından yazar gerçekten çok anlamlı bir soru soruyor siz kimsiniz ? Sadece bir tarihte doğan herşeyden habersiz yaşayan bir canlımısinız yoksa hayatınız için hayalleriniz için hiç bıkmadan yola devam edenlerden mi hepsimiz insanız evet bu kelimeyi binlerce kez duyuyoruz, okuyoruz yazıyoruz, söylüyoruz peki insanlığımız sadece va

merhaba :)

Herkese merhaba uzun süre yazmak birşeyler paylaşmak konusunda hep istekliydim sonra ne olduysa bilmiyorum bu yaz başında birden yazmak geldi içimden ve yazmaya başladım bir kitap yazdım ve yayınlanmasını bekliyorum biliyorsunuz yada bilmiyorsunuz fakat bir kitap yayınlama süreci oldukca zahmetli bir sürec sabırla bekliyorum.Neyse bir yazarın gazeteye verdiği roportajını okumuştum yazar şöyle diyordu.Genç yazarları görmek benı heycanladırıyor onlara tavsıyem sadece yazmaları kıtabım basılmadı hiç bir yayınevi kabul etmedi bunlar sadece bahanelerdir kimse orhan kemale yada diğerlerine kapılarını açmamışlardı kitaplarını yayınlamaları için bu sözleri duyunca gerçekten çok mutlu oldum ve ne olursa olsun yazacağım dedim ve yazıyorum ama bir beklentim olduğu için değil gerçekten istediğim arzuladığım için yazarken kendimi özgür hissediyorum ve çok mutlu oluyorum burda paylaşacağım yazılar günü birlik olacak ve yazıların konuları serbest artık o gün ne hissediyorsam onu yazacağım