Ana içeriğe atla

Belki dünya insan olsaydı, "Yine geldim amaçsız bir dönüş" diye fısıldayabilirdi

Ne olduğunu anlamadan geçen koca bir 365 gün... Belki dünya insan olsaydı, "Yine geldim amaçsız bir dönüş" diye fısıldayabilirdi. Bizde yeni umutlarla toz pembe birkaç saat yaşayalım diye, yemeler içmeler, birkaç havalı story atmak için girdiğimiz bir savaşın içindeyiz. Hayallerimizi dövizin hızına kaptırmışız. Belki yetişebiliriz, belki ucundan yakalayabiliriz.

Geçtiğimiz yıl, çok fazla başkaları adına utandığımız, insanlığımızı sorguladığımız bir yıl oldu. Yorucu ve yıpratıcıydı, fakat aynı zamanda ışıklı dört mevsimi de hissettirdi bize. Kendi savaşımın içinde bir adım daha ileriye gittiğim bir yıldı. Çok şey değiştirebildim mi hayatımda? Bazen evet, bazen hayır. Hoşlandığım çocuğun bana yazmaması canımı yaktı, ama Lady Gaga'nın "Kariyeriniz bir sabah uyandığınızda sizi sevmediğini asla söylemeyecek" sözünü hatırlayıp, yoluma daha sıkı sıkı tutundum.

30 yaşın verdiği zorunlu bir olgunlukla birlikte, tahammül sınırlarımız azalıyor. İnsanlara karşı daha az tahammül etmeyi başardığım bir yıl oldu. Çok fazla "bazı insanlarla 2024 giremezsin, bazıları 2023'te kalmalı" dediğim kişiler oldu. İyi ki oldular; gerçekten herkesle her yol ayrımında yürünmez, farklı yolları fark edip devam etmek gerek. Bunu öğrendiğim için çok mutlu oldum.

Bu yıl, size yalnızlığın hafifliğini öğretiyor, bir o kadar da olgunluğun değerini. Size yaklaşmak isteyen, içi boş yüreklere "Biliyordun, bu diva yorgun, sözü geçmez bir gönlüne" demeyi öğretti. Yine bolca Güzin Ablalık yapıp, kendime bir hayrımın dokunmadığı bir yılı daha devirdim.

İnsanlar neden bu kadar sevmeyi bilmiyor, diye soruyorum kendime. Belki bir başka 365 gün içinde çözerim, ya da her şeyi çözemeyeceğimi öğretecek bir yıl olurdu. Çünkü her şeyin bir çözümünü bulmak yordu beni. Göçmen kuşlar gibi bir vakitlik değil, her zaman olacak bir sevgi dolu 365 gün diliyorum. Yüreğinizin derinliklerinde ufak bir köşede biraz umut bırakın, yeşersin. Her şey her zaman istediğimiz gibi gitmez. Bazı zamanlar her şey, düşündüğümüz kadar karmaşık da değildir aslında. Duygularımız çorba eder her şeyi. Hayat çok da zor değil, sorun kesinlikle bizdedir. Macera dolu, duygu dolu, hüzünlü, huzurlu... Rüzgarlı ve bulutlu, bazen yasemin kokan geceler tadında, gökkuşağı gibi rengarenk bir 365 gün olsun

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Vaktin varken SEV

Vaktin varken sev, Korkma duygularından sadece yaklaş Yargılama kendini aynalarda sadece inan Kalbin varken hisset sıcaklığını saflaş biraz Çiceklerden yol yap sevgine ve sakın geri dönme Vaktin varken sev, Bir tekrarı daha olmayacak çünkü Bak bir kelebek daha öldü Bu kez kalbinin götürdüğü yere git. Sorma sorgulama sadece git. Vaktin varken sev Koru sımsıkı sar aşkı kaybetme sakın Vedalar acıtsada,korkma ağlamaktan Hadi yaklaş şimdi başlıyor aşk......

+20 Yaş Sendromu

          Hani vardır ya böyle artık aynalara baktığınızda eskisi gibi değilsinizdir nerde o eski günler dersiniz aslında 40'lı yaşlarda söylemeye başlarsınız ama 20 'li yaşlarda da söylemeye başladık biz.Lisede sınıfınızdaki en ilginç (burda ilginç darken aslında en kötüsünü söylüyorum) çiftin sizden once nişanlandığını duymak yada artık doğum günü partileri yerine nişan,düğün partilerine davet edilmeye başladığınız an işte o an 20'li yaş sendromu başlamış oluyor.Daha siz doğru düzgün bir ilişki yaşayamıyorken rekor ilişki süreniz 6 ayı geçmiyorken diğer arkadaşlarınızın nişan törenine gitmeniz insanda hafif bir depresyon ve ufaktan Halil Sezai dinleyerek (ki hiç sevmem) İsyan etmenize sebeb olabilir.Hayallerinizin artık gerçekten saçma olduğunu anladığınız ve çok az bir kısmını gerçekleştirmek için uğraştığınız dönemdir.Aslında hepsini isteseniz gerçekleştirirsinizde arada bir aşk gelince birde evde kalma durumu oluşmaması için biraz olsun vazgeç...

Çıkardıklarımız,Saydıklarımızdan Fazla,

Çok hayal kurduk gözlerimizi kapattığımızda gördüklerimizi gerçekleştirmek kolay gibi geldi bize. Bu kadar zor olacağını tahmin etmemiştik.Yorulmuştuk daha yolun en başında. Birde yol gösteren olmayınca her an vazgeçmek için bir sürü sebeb vardı. Yürümekten vazgeçenlerle doluydu arkamız onların varlığını hissettikçe daha çok zorlaştı bazı şeyler Çok hayal kurduk gökyüzüne bakarak bir sürü şekil çıkardık ve onların bize yol göstereceğine inandık.Oysa bulutlar sadece Tanrının hapşırıklarıydı. İnanmak istedik önce olanlara sadece yeniden gelmeyeceklerden saydık fakat çıkardıklarımız saydıklarımızdan fazla olunca sıfırla çarpıldık yapayalnız kaldık. Tüm olanlardan sonra yinede vazgeçmedik hayal kurmaktan şimdi o vazgeçenleri hissetmiyoruz. Sadece önümüzde beliren küçük bir parıltıyı takip ediyoruz yaklaştıkça  bizi kendine çeken.....