Ana içeriğe atla

Hayat Böyle







Hayat bazen güzel anılarla bazende kötü anılarla yer alıyor herkesin belleğinde hiçbirşey uzun süre yer almıyor ne mutlu olduğumuz anılarımız ne de gözyaşı döktüğümüz anlar.Herşey herkes için bir gün son bulacak o son bazılarımız için bedenimizin toprakla buluştuğu gün bazılarımız içinde uğruna savaştığımız hayallerimiz için zirveye ulaştığımız gün.Hayat böyle işte hiç birşey eşit değil bir dengesizlik var bu işte ama kimseninde sanırım dengeleyebilmek için yeteri kadar güce sahip değil.Bu nedenle mutlu yaşamayı öğrenmeliyiz son zamanlarda duygularım oldukça değişti çünkü hem çok büyük bir kaybı yaşadım hayallerimin yok olma tehlikesini hemde mucizelerin olduğunu karanlıktayken birden aydınlığa çıkabileceğinizi hayallerinizi gerçekten inanırsanız gerçekleştirebileceğinize inandım ve daha güçlü oldum eskisi gibi artık fazla hayalllere dalamıyorum çünkü ne yazıkkı artık olgunlaştım çift sayıların başlangıcına geldim  bile daha 20 yaşımda olmama rağmen şimdiden biraz bunalıma girdim sanırım  esnetik ameliyatlara başlayabilirim bile.Herşey bir yana yaşadıkça şunu anlıyorum istersek başarabiliriz sadece basit bir düşünceden ibaret birçok yazımdan bundan bahsediyorum ve yine bahsediyorum inanın ve başarın ve her ne olursanız olun her zaman yolun kenarındaki eğreti otu gibi durun herkese güzel günler dilerim yada iyi bir gece :)

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Belki dünya insan olsaydı, "Yine geldim amaçsız bir dönüş" diye fısıldayabilirdi

Ne olduğunu anlamadan geçen koca bir 365 gün... Belki dünya insan olsaydı, "Yine geldim amaçsız bir dönüş" diye fısıldayabilirdi. Bizde yeni umutlarla toz pembe birkaç saat yaşayalım diye, yemeler içmeler, birkaç havalı story atmak için girdiğimiz bir savaşın içindeyiz. Hayallerimizi dövizin hızına kaptırmışız. Belki yetişebiliriz, belki ucundan yakalayabiliriz. Geçtiğimiz yıl, çok fazla başkaları adına utandığımız, insanlığımızı sorguladığımız bir yıl oldu. Yorucu ve yıpratıcıydı, fakat aynı zamanda ışıklı dört mevsimi de hissettirdi bize. Kendi savaşımın içinde bir adım daha ileriye gittiğim bir yıldı. Çok şey değiştirebildim mi hayatımda? Bazen evet, bazen hayır. Hoşlandığım çocuğun bana yazmaması canımı yaktı, ama Lady Gaga'nın "Kariyeriniz bir sabah uyandığınızda sizi sevmediğini asla söylemeyecek" sözünü hatırlayıp, yoluma daha sıkı sıkı tutundum. 30 yaşın verdiği zorunlu bir olgunlukla birlikte, tahammül sınırlarımız azalıyor. İnsanlara karşı daha az taha

Vaktin varken SEV

Vaktin varken sev, Korkma duygularından sadece yaklaş Yargılama kendini aynalarda sadece inan Kalbin varken hisset sıcaklığını saflaş biraz Çiceklerden yol yap sevgine ve sakın geri dönme Vaktin varken sev, Bir tekrarı daha olmayacak çünkü Bak bir kelebek daha öldü Bu kez kalbinin götürdüğü yere git. Sorma sorgulama sadece git. Vaktin varken sev Koru sımsıkı sar aşkı kaybetme sakın Vedalar acıtsada,korkma ağlamaktan Hadi yaklaş şimdi başlıyor aşk......

+20 Yaş Sendromu

          Hani vardır ya böyle artık aynalara baktığınızda eskisi gibi değilsinizdir nerde o eski günler dersiniz aslında 40'lı yaşlarda söylemeye başlarsınız ama 20 'li yaşlarda da söylemeye başladık biz.Lisede sınıfınızdaki en ilginç (burda ilginç darken aslında en kötüsünü söylüyorum) çiftin sizden once nişanlandığını duymak yada artık doğum günü partileri yerine nişan,düğün partilerine davet edilmeye başladığınız an işte o an 20'li yaş sendromu başlamış oluyor.Daha siz doğru düzgün bir ilişki yaşayamıyorken rekor ilişki süreniz 6 ayı geçmiyorken diğer arkadaşlarınızın nişan törenine gitmeniz insanda hafif bir depresyon ve ufaktan Halil Sezai dinleyerek (ki hiç sevmem) İsyan etmenize sebeb olabilir.Hayallerinizin artık gerçekten saçma olduğunu anladığınız ve çok az bir kısmını gerçekleştirmek için uğraştığınız dönemdir.Aslında hepsini isteseniz gerçekleştirirsinizde arada bir aşk gelince birde evde kalma durumu oluşmaması için biraz olsun vazgeçersiniz.Zate