Sevgi duygusunu merak etmeye başlayınca aşk yolculuğu başlar kalbimiz için doğru insanı ya yanlış yerde ararız yada yanlış zamanda yolculuğumuzun sonunda büyük bir yorgunluk ve hayal kırıklığı yaşarız.Aşk için canımızı vermeye razı oluruz fakat tam anlamıyla aşkın ne anlama geldiğini bilmeyiz.Birine hapis olmak gibi aşk, gözlerini aşık olduğun kişide unutmak ve kimselere bakmamak sınırlarda yaşamak kim bilebilir ki aşkı arzulamadan acı çekmeden gözyaşı dökmeden...
Ne olduğunu anlamadan geçen koca bir 365 gün... Belki dünya insan olsaydı, "Yine geldim amaçsız bir dönüş" diye fısıldayabilirdi. Bizde yeni umutlarla toz pembe birkaç saat yaşayalım diye, yemeler içmeler, birkaç havalı story atmak için girdiğimiz bir savaşın içindeyiz. Hayallerimizi dövizin hızına kaptırmışız. Belki yetişebiliriz, belki ucundan yakalayabiliriz. Geçtiğimiz yıl, çok fazla başkaları adına utandığımız, insanlığımızı sorguladığımız bir yıl oldu. Yorucu ve yıpratıcıydı, fakat aynı zamanda ışıklı dört mevsimi de hissettirdi bize. Kendi savaşımın içinde bir adım daha ileriye gittiğim bir yıldı. Çok şey değiştirebildim mi hayatımda? Bazen evet, bazen hayır. Hoşlandığım çocuğun bana yazmaması canımı yaktı, ama Lady Gaga'nın "Kariyeriniz bir sabah uyandığınızda sizi sevmediğini asla söylemeyecek" sözünü hatırlayıp, yoluma daha sıkı sıkı tutundum. 30 yaşın verdiği zorunlu bir olgunlukla birlikte, tahammül sınırlarımız azalıyor. İnsanlara karşı daha az taha
Yorumlar
Yorum Gönder