Ana içeriğe atla

Ordan Burdan Birazda Şurdan






Uzaktan bakınca insanın içini ısıtan bir gülümseme herkesin dikkatini çekecek renkli bir kıyafet seçimi ve anlamsızca kaldırımda kulaklığımdan dinlediğim müziğe etraftaki ıslık çalan korna çalan arabaları önemsemeden dans ederek geçirdim bugünü daha güzel bir hayat için yine okula gittim dersin bitmesi için dakikaları saydım sonra hiç bir zaman cesaret edipte senden hoşlanıyorum diyemeyeceğim çocuğu en iyi şekilde görmek için cafede yerimi aldım arkadaşlarımla sacma sapan şeylere güldük delirdik çünkü bildiğim bişey var ki hayat delirmeden çekilmiyorum fazla ciddiyet fazla sıkıcı bir hayatı beraberinde getiriyor ve hiç bir zaman peşini bırakmıyor biraz aşk ordan azıcık olumsuz olay örnek nefret ettiğin biriyle merdivenlerde karşılaşmak ekle şurdan bol tarafından dostlarla sohbet eğlence ekle işte karşınızda benim mükemmel günüm :)

Yorumlar

  1. işte mutlu bir yazı :) okurken çok keyif aldım ellerine sağlık ne güzel olmuş :)

    YanıtlaSil
  2. teşekkür ederim =) mutlu olmak lazım başka türlü yaşanmaz

    YanıtlaSil
  3. haklısın arada bardağın dolu tarafını görmek zarar vermez.

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Belki dünya insan olsaydı, "Yine geldim amaçsız bir dönüş" diye fısıldayabilirdi

Ne olduğunu anlamadan geçen koca bir 365 gün... Belki dünya insan olsaydı, "Yine geldim amaçsız bir dönüş" diye fısıldayabilirdi. Bizde yeni umutlarla toz pembe birkaç saat yaşayalım diye, yemeler içmeler, birkaç havalı story atmak için girdiğimiz bir savaşın içindeyiz. Hayallerimizi dövizin hızına kaptırmışız. Belki yetişebiliriz, belki ucundan yakalayabiliriz. Geçtiğimiz yıl, çok fazla başkaları adına utandığımız, insanlığımızı sorguladığımız bir yıl oldu. Yorucu ve yıpratıcıydı, fakat aynı zamanda ışıklı dört mevsimi de hissettirdi bize. Kendi savaşımın içinde bir adım daha ileriye gittiğim bir yıldı. Çok şey değiştirebildim mi hayatımda? Bazen evet, bazen hayır. Hoşlandığım çocuğun bana yazmaması canımı yaktı, ama Lady Gaga'nın "Kariyeriniz bir sabah uyandığınızda sizi sevmediğini asla söylemeyecek" sözünü hatırlayıp, yoluma daha sıkı sıkı tutundum. 30 yaşın verdiği zorunlu bir olgunlukla birlikte, tahammül sınırlarımız azalıyor. İnsanlara karşı daha az taha

Vaktin varken SEV

Vaktin varken sev, Korkma duygularından sadece yaklaş Yargılama kendini aynalarda sadece inan Kalbin varken hisset sıcaklığını saflaş biraz Çiceklerden yol yap sevgine ve sakın geri dönme Vaktin varken sev, Bir tekrarı daha olmayacak çünkü Bak bir kelebek daha öldü Bu kez kalbinin götürdüğü yere git. Sorma sorgulama sadece git. Vaktin varken sev Koru sımsıkı sar aşkı kaybetme sakın Vedalar acıtsada,korkma ağlamaktan Hadi yaklaş şimdi başlıyor aşk......

+20 Yaş Sendromu

          Hani vardır ya böyle artık aynalara baktığınızda eskisi gibi değilsinizdir nerde o eski günler dersiniz aslında 40'lı yaşlarda söylemeye başlarsınız ama 20 'li yaşlarda da söylemeye başladık biz.Lisede sınıfınızdaki en ilginç (burda ilginç darken aslında en kötüsünü söylüyorum) çiftin sizden once nişanlandığını duymak yada artık doğum günü partileri yerine nişan,düğün partilerine davet edilmeye başladığınız an işte o an 20'li yaş sendromu başlamış oluyor.Daha siz doğru düzgün bir ilişki yaşayamıyorken rekor ilişki süreniz 6 ayı geçmiyorken diğer arkadaşlarınızın nişan törenine gitmeniz insanda hafif bir depresyon ve ufaktan Halil Sezai dinleyerek (ki hiç sevmem) İsyan etmenize sebeb olabilir.Hayallerinizin artık gerçekten saçma olduğunu anladığınız ve çok az bir kısmını gerçekleştirmek için uğraştığınız dönemdir.Aslında hepsini isteseniz gerçekleştirirsinizde arada bir aşk gelince birde evde kalma durumu oluşmaması için biraz olsun vazgeçersiniz.Zate