Ana içeriğe atla

Kimseler Bilemeyecek









Aslında çok basittir beilkide herşeyi açıklamak korkusuzca sadece cümlelere dökerek içindekileri kusmak fakat bir an gelir ki o an hiç  bir zaman kaybolmaz hep içinde kalır.Söylenecek sözler pişmanlıklar herşey ve sen etrafındaki dostlarına hiç birşey olmamış gibi yaşadığını gösterirsin anlatsanda anlamazlar ki zaten dersin susarsın ve bir gün artık herşeyden vazgeçer ve biraz özgürlük için yalnızlığı ve aşksızlığı seçersin peki ne için masal kahramanı olabilmek için hayallerini gerçekleştirip kendi istediğin hayatı yaşamak için sevdiğin arabayı başka biri sürerken her zaman hayal etmemek için istediğin evi uzaktan görmemek için mutluluğun sadece masallarda olmadığını ve istedikten sonra kendi masalında da o mutluluğu bulabileceğini aslında mutluluk istediğin ev yada arabada değildir bunu biliyorsundur gerçek mutluluk kalbinde saklıdır hayallerinde arzularında.Ve artık yeter dediğin bir an gelir ve hayallerin için herkesi herşeyi unutma vakti gelir kendini hayallerine adarsın zaten öleceğim bari bu kez aşk için değil hayallerim için istediğim mutluluk için olsun dersin ve sevgili Cemal Süreya'nın dediği gibi 'Ne zaman bu şehirden kaçıp gitme isteği gelse,bir köşeye oturup geçmesini bekliyorum...Gidersem dönmem çünkü,biliyorum.' ve tamda dediği gibi bir köşeğe oturup geçmesini beklemeyeceğim gün için sabırsızlanıyorum artık sadece o günü bekliyorum.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Belki dünya insan olsaydı, "Yine geldim amaçsız bir dönüş" diye fısıldayabilirdi

Ne olduğunu anlamadan geçen koca bir 365 gün... Belki dünya insan olsaydı, "Yine geldim amaçsız bir dönüş" diye fısıldayabilirdi. Bizde yeni umutlarla toz pembe birkaç saat yaşayalım diye, yemeler içmeler, birkaç havalı story atmak için girdiğimiz bir savaşın içindeyiz. Hayallerimizi dövizin hızına kaptırmışız. Belki yetişebiliriz, belki ucundan yakalayabiliriz. Geçtiğimiz yıl, çok fazla başkaları adına utandığımız, insanlığımızı sorguladığımız bir yıl oldu. Yorucu ve yıpratıcıydı, fakat aynı zamanda ışıklı dört mevsimi de hissettirdi bize. Kendi savaşımın içinde bir adım daha ileriye gittiğim bir yıldı. Çok şey değiştirebildim mi hayatımda? Bazen evet, bazen hayır. Hoşlandığım çocuğun bana yazmaması canımı yaktı, ama Lady Gaga'nın "Kariyeriniz bir sabah uyandığınızda sizi sevmediğini asla söylemeyecek" sözünü hatırlayıp, yoluma daha sıkı sıkı tutundum. 30 yaşın verdiği zorunlu bir olgunlukla birlikte, tahammül sınırlarımız azalıyor. İnsanlara karşı daha az taha

Vaktin varken SEV

Vaktin varken sev, Korkma duygularından sadece yaklaş Yargılama kendini aynalarda sadece inan Kalbin varken hisset sıcaklığını saflaş biraz Çiceklerden yol yap sevgine ve sakın geri dönme Vaktin varken sev, Bir tekrarı daha olmayacak çünkü Bak bir kelebek daha öldü Bu kez kalbinin götürdüğü yere git. Sorma sorgulama sadece git. Vaktin varken sev Koru sımsıkı sar aşkı kaybetme sakın Vedalar acıtsada,korkma ağlamaktan Hadi yaklaş şimdi başlıyor aşk......

+20 Yaş Sendromu

          Hani vardır ya böyle artık aynalara baktığınızda eskisi gibi değilsinizdir nerde o eski günler dersiniz aslında 40'lı yaşlarda söylemeye başlarsınız ama 20 'li yaşlarda da söylemeye başladık biz.Lisede sınıfınızdaki en ilginç (burda ilginç darken aslında en kötüsünü söylüyorum) çiftin sizden once nişanlandığını duymak yada artık doğum günü partileri yerine nişan,düğün partilerine davet edilmeye başladığınız an işte o an 20'li yaş sendromu başlamış oluyor.Daha siz doğru düzgün bir ilişki yaşayamıyorken rekor ilişki süreniz 6 ayı geçmiyorken diğer arkadaşlarınızın nişan törenine gitmeniz insanda hafif bir depresyon ve ufaktan Halil Sezai dinleyerek (ki hiç sevmem) İsyan etmenize sebeb olabilir.Hayallerinizin artık gerçekten saçma olduğunu anladığınız ve çok az bir kısmını gerçekleştirmek için uğraştığınız dönemdir.Aslında hepsini isteseniz gerçekleştirirsinizde arada bir aşk gelince birde evde kalma durumu oluşmaması için biraz olsun vazgeçersiniz.Zate