Bugün mahallemizin en yaşlı ninemizin evine ziyarete gittim.İlk ağlayışının üstünden tam 98 yıl geçmiş.Hiç bir sağlık problemi yok çok hamarat bir o kadar da iyi kalpli.Yaşamak güzel mi nineciğim diye soruyorum.Yaşamak dolu dolu her gün şükrederek yaşamak çok güzel ama birde yaşlılık olmasaydı bak eskisi gibi duramıyorum ayakta ama yinede yaşamak güzel diyor gözlerinin içi parlıyarak onun için yaşamak herşeye rağmen güzel kim bilir neler yaşamıştır 98 yıllık ömrü boyunca ne acılar çekmiş ne kayıplar vermiştir ama yinede yaşamak güzel diyor.Nineciğimle konuştuktan sonra çok duygulandım ve bu yazımı yazmak istedim insanın deneyimli birilerinden Yaşamak Güzel kelimesini duymak insanı çok mutlu ediyor.Yaşamak gerçekten çok güzel nefes almak mutlu yaşamak...
Ne olduğunu anlamadan geçen koca bir 365 gün... Belki dünya insan olsaydı, "Yine geldim amaçsız bir dönüş" diye fısıldayabilirdi. Bizde yeni umutlarla toz pembe birkaç saat yaşayalım diye, yemeler içmeler, birkaç havalı story atmak için girdiğimiz bir savaşın içindeyiz. Hayallerimizi dövizin hızına kaptırmışız. Belki yetişebiliriz, belki ucundan yakalayabiliriz. Geçtiğimiz yıl, çok fazla başkaları adına utandığımız, insanlığımızı sorguladığımız bir yıl oldu. Yorucu ve yıpratıcıydı, fakat aynı zamanda ışıklı dört mevsimi de hissettirdi bize. Kendi savaşımın içinde bir adım daha ileriye gittiğim bir yıldı. Çok şey değiştirebildim mi hayatımda? Bazen evet, bazen hayır. Hoşlandığım çocuğun bana yazmaması canımı yaktı, ama Lady Gaga'nın "Kariyeriniz bir sabah uyandığınızda sizi sevmediğini asla söylemeyecek" sözünü hatırlayıp, yoluma daha sıkı sıkı tutundum. 30 yaşın verdiği zorunlu bir olgunlukla birlikte, tahammül sınırlarımız azalıyor. İnsanlara karşı daha az taha
Yorumlar
Yorum Gönder