Sihirli lambadan bir cin çıksa,yada aynaya baktığımda ayna birden konuşsa,yada gökyüzünden bir melek inse ve bana '' Son güne mi yoksa sonsuzluğa mı gitmek isterdin ? '' diye sorsa hiç düşünmeden sonsuzluğa derdim ve sonsuza kadar yaşamayı seçerdim.Sonları sevmiyorum ben. Bir sürü duygu karmaşası oluyor.Üzülüyorsun,seviniyorsun,kaygılanıyorsun,heycanlanıyorsun.....vs Fakat sonsuzluk öyle değil.Sonu yok ! söylemesi bile harika belki sonsuzluk diye bir şey olunca döngü diye birşeyde kalmayacak ve artık o döngü için sabah akşam çalışmak, yetişmemiz gereken yerlere telaşlanmak da hayatımızdan tamamiyle kalkacak.Ah sonsuzluk güzel sonsuzluk....(neyse esas konu bu değildi.) Yine bir 365 günü bitirdik.Herkesin hayatında 12 ay boyunca sevinçler,ayrılıklar,hastalıklar,korkular,yalnızlıklar.....ve bir sürü yorucu şeyler yaşandı ve bitti.Bir yıl daha bitti.Bir çoğu '' Oh be sonunda bir yıl daha bitti '' demiştir.Normal bişey askerden sevgilisini bekleyen,yurtdışında okuyan,çalışan falan.Her geçen yıl aslında sona doğru gidişimizi hatırlatıyor bana.Herşeyin bir gün biteceğini ve aslında bazı şeyleri ne kadar çok abarttığımı, hatta saçmaladığımı düşündürüyor.Diğer yandan '' off bir yıl daha yaşlanacağım '' diye üzülmeme sebeb olacak yıllar gelecek diye endişe duyuyorum ve bir sürü duyguyu bir arada yaşamaya başlıyorum.Sonra iyi şeyler olması için iyi dileklerde bulunarak,sevdiklerime güzel hediyeler alarak yeni yılı mutlulukla karşılamaya çalışıyoruz.Bir akşam olsun herşeyi unutarak tek derdimizin alkol,yemek ve bayılana kadar dans etmek olduğu bir akşamla 365 günü karşılıyoruz.Başımıza gelecekleri bilmeden,saf ve masum bir şekilde umut ediyoruz.Çünkü en güzel yaptığımız şey umut etmek.(elden başka birşey gelmiyor da ondan...) Bu yeni yılda hayatımızda ki en büyük derdimiz neden dün çok az gülümsedim olsun.Keşkelerimiz yok olsun uzaklarda kaybolsun ve bir daha hayatımıza girmesinler.Pişman olalım ama korkmayalım.Sevelim ama depresyona girmeyelim.(yada depresyonu adam akıllı atlatalım.) Şimdiden yenı yılımız kutlu olsun mutluluğun her tarafı ısıttığı tebessümlerin silahları yok ettiği güzel bir yıl olması ümidiyle.Ümit ediyorum çünkü en güzel yaptığım şey ve çok kolay...
Hani vardır ya böyle artık aynalara baktığınızda eskisi gibi değilsinizdir nerde o eski günler dersiniz aslında 40'lı yaşlarda söylemeye başlarsınız ama 20 'li yaşlarda da söylemeye başladık biz.Lisede sınıfınızdaki en ilginç (burda ilginç darken aslında en kötüsünü söylüyorum) çiftin sizden once nişanlandığını duymak yada artık doğum günü partileri yerine nişan,düğün partilerine davet edilmeye başladığınız an işte o an 20'li yaş sendromu başlamış oluyor.Daha siz doğru düzgün bir ilişki yaşayamıyorken rekor ilişki süreniz 6 ayı geçmiyorken diğer arkadaşlarınızın nişan törenine gitmeniz insanda hafif bir depresyon ve ufaktan Halil Sezai dinleyerek (ki hiç sevmem) İsyan etmenize sebeb olabilir.Hayallerinizin artık gerçekten saçma olduğunu anladığınız ve çok az bir kısmını gerçekleştirmek için uğraştığınız dönemdir.Aslında hepsini isteseniz gerçekleştirirsinizde arada bir aşk gelince birde evde kalma durumu oluşmaması için biraz olsun vazgeç...
Yorumlar
Yorum Gönder