Ana içeriğe atla

Viktoria Modesta

İnanmak herşeyin başlangıçı.Azim ve sabırla yapılmayacak tek bir şey yok bu hayatta.Sizlere bir başarılı özgüven sahibi harika bir sanatçıdan bahsetmek istiyorum.Viktoria Modesta daha 28 yaşında Litvanya doğumlu pop sanatçısı.Aslında diğer sanatçılardan pek farkı yok.Bazılarımız fark olarak görsekte Viktoria bunun bir farkı olmadığını kanıtlıyor bize ve harika bir örneğini veriyor.Güzel sanatçı küçük yaşta geçirdiği bir kaza sonuçu sol bacağıyla ilgili sorunlar yaşamaya başlıyor ve yaşadığı sorunlar büyük bir engel oluşturmaya başlayınca 2007 yılında sol bacağının problemli yerinden kesilmesini istiyor ve hayatına bir bacağıyla devam etme kararı alıyor.Ve hiç bir şekilde tek bacağını kaybetmesi onun için bir engel oluşturmadan İngiltereye giderek pop müziğe ilk adımını atıyor ve youtube yüklediği videosuyla herkese '' aslında eksiğim yok fazlamda yok sadece gereksiz yere gözlük takıyor ve istediklerinizi görüp istediklerinizi görmek istemiyorsunuz '' diyor.Ben videosunu izledikten sonra Viktorianın tamda bunu dediğine inanıyorum.Harika bir kadın.Tabi pop sanatının artık kadın erkek bedeni ve çıplaklık üzerine prim yapması her ne kadar sanatı kirletsede ucundaki köşesindeki kirlilikleri çıkarınca harika bir görüntü oluşuyor.İlerleyen zamanlarda Popüler kültürün Viktoriayı kabul edip etmeyeceğini göreceğiz.Umarım hak ettiği yere gelir ve gereken mesajı gereken yerlere verir ve o gözlüklerimizden kurtulur ve evlerinde saklı bir yerlerde oturan yetenekli o muhteşem insanlar seslerini duyurmak ister ve hayatları renklenir  bizde o renklerin vereceği güzel yansımalarla payımızı alırız. Sizlere Viktorianın videosunu paylaşacağım Hakkında daha fazla bilgi edinmek için araştırmanız yeterli Viktoria Modesta.

















Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Vaktin varken SEV

Vaktin varken sev, Korkma duygularından sadece yaklaş Yargılama kendini aynalarda sadece inan Kalbin varken hisset sıcaklığını saflaş biraz Çiceklerden yol yap sevgine ve sakın geri dönme Vaktin varken sev, Bir tekrarı daha olmayacak çünkü Bak bir kelebek daha öldü Bu kez kalbinin götürdüğü yere git. Sorma sorgulama sadece git. Vaktin varken sev Koru sımsıkı sar aşkı kaybetme sakın Vedalar acıtsada,korkma ağlamaktan Hadi yaklaş şimdi başlıyor aşk......

+20 Yaş Sendromu

          Hani vardır ya böyle artık aynalara baktığınızda eskisi gibi değilsinizdir nerde o eski günler dersiniz aslında 40'lı yaşlarda söylemeye başlarsınız ama 20 'li yaşlarda da söylemeye başladık biz.Lisede sınıfınızdaki en ilginç (burda ilginç darken aslında en kötüsünü söylüyorum) çiftin sizden once nişanlandığını duymak yada artık doğum günü partileri yerine nişan,düğün partilerine davet edilmeye başladığınız an işte o an 20'li yaş sendromu başlamış oluyor.Daha siz doğru düzgün bir ilişki yaşayamıyorken rekor ilişki süreniz 6 ayı geçmiyorken diğer arkadaşlarınızın nişan törenine gitmeniz insanda hafif bir depresyon ve ufaktan Halil Sezai dinleyerek (ki hiç sevmem) İsyan etmenize sebeb olabilir.Hayallerinizin artık gerçekten saçma olduğunu anladığınız ve çok az bir kısmını gerçekleştirmek için uğraştığınız dönemdir.Aslında hepsini isteseniz gerçekleştirirsinizde arada bir aşk gelince birde evde kalma durumu oluşmaması için biraz olsun vazgeç...

Yalnızlık Değil Derdim

Yalnızlık hiçbir zaman derdim olmadı. Sizin 'yalnızlık' diye tanımladığınız şey, benim için kendimi dinlemektir. Esas yalnızlık, kimseyle sevgi paylaşamamaktır; sizi dinleyecek, anlayacak, kahvenize eşlik edecek birinin hayatınızda olmamasıdır. Bu büyük bir yalnızlık olurdu ve inanılmaz çekilmez bir hayat olurdu. Esas sorun, sevgisizlikten gelmektedir. İnsanların duvarlarından, buz kesmiş kalplerinden. Herkes mi bu kadar kötü olur? Çoğunluk evet. Unutmamalıyım ki muhtemelen ben de bir başkası için "kötü" biriyim. Burada görecelik devreye giriyor ama esas konumuza dönersek; yalnızlık değil derdim. Sevgisizlik, en büyük korkum; sevgisiz kalmak ne büyük bir acıdır. Susuz kalmış bir ağaç gibi hissedersiniz, çaresizce yağmuru beklersiniz. Paylaşmayı bilmemek, aslında en büyük sorun. Birbirimizle olan iletişim, en büyük nedeni... En büyük hediye, aşık olmaktır bu yaşamda. En derinliklerinize kadar hissettiğiniz o korkunç his, ah, ne hoştur... Ne geldiği, ne de gittiği zaman...