Ana içeriğe atla
Birden bire gittin beni yalnız bıraktın halbuki ben seni hiç yalnız bırakmadım bugüne kadar insan hiç dostunu bırakıp gider mi ama sen gittin hiç beni düşünmeden hiç kızgın değilim sana mecburdun biliyorum herkes gibi diğerleri gibi sende zamanın geldi ve gittin ama hiç haber vermeden zaman tanımadan gittin bir sürü anıyla gittin şimdi sadece anıları anlatıp hatırlamak o kadar zor ki kaldıramıyorum.Sohbetlerimizi hep özleyeceğim şimdi ben kime okuduğum kitapları anlatacağım peki ? Kızgınım hayata hemde çok bir vedayı çok gördü senle bana.Sen benim çocukluğumdan kalan tek hatıraydın bir zamanlar çocuk olduğumu hatırlatan tek şeydin beraber büyüdük biz beraber yürüdük.Sen her zaman bana yürümekten yorulduğumda '' çok az kaldı geldik '' derdin.Bende sana son adımlarını atarken aynı şeyi söyledim.Keşke daha çok kalıp yürüye bilseydin.Çok acıyor içim hemde çok nasıl alışırım bilmem tek öğrendiğim iyi gibi olmayı güzel öğrendiğim kimse pek bişey anlamıyor gibi yada anlayıp bana belli etmemeye çalışıyorlar.Sana anlattığım gibi o kadar iyi arkadaşlarım var ki her zaman yanımdalar keşke sende yanımda olsaydın.Ben her zaman yalnızdım zaten birde sen beni bırakmasaydın.Geçer alışırsın diyorlar ama Hiç birşey geçmiyor geçmeyecek biliyorum Yine bir müzik çalacak sen geleceksin aklıma içimde büyük bir boşluk bıraktın ve ben ne yazık ki anılarla gözyaşlarımı silmeye çalışacağım.Yine yalnızlık kaldı bana her zamanki gibi o çok sevdiğimiz şarkıda dediği gibi '' Yalnızlık değil Sensizlik Canımı acıtan '' Hoşçakal diyemedim sana vedalaşamadık.Hiç bir zaman vedalardan hoşlanmazdık ikimizde ama bu kez ikimizinde ihtiyaçı vardı iyi dileklerde bulunup gitmeye.Umarım gerçekten dedikleri gibi beni izliyorsundur.Ben seni göremezsemde sana anlattığım herşeyi yapacağım söz.Umarım iyisindir.Ben iyiymiş gibi yapmaya devam edeceğim merak etme güzel oynuyorum bu oyunu.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Vaktin varken SEV

Vaktin varken sev, Korkma duygularından sadece yaklaş Yargılama kendini aynalarda sadece inan Kalbin varken hisset sıcaklığını saflaş biraz Çiceklerden yol yap sevgine ve sakın geri dönme Vaktin varken sev, Bir tekrarı daha olmayacak çünkü Bak bir kelebek daha öldü Bu kez kalbinin götürdüğü yere git. Sorma sorgulama sadece git. Vaktin varken sev Koru sımsıkı sar aşkı kaybetme sakın Vedalar acıtsada,korkma ağlamaktan Hadi yaklaş şimdi başlıyor aşk......

+20 Yaş Sendromu

          Hani vardır ya böyle artık aynalara baktığınızda eskisi gibi değilsinizdir nerde o eski günler dersiniz aslında 40'lı yaşlarda söylemeye başlarsınız ama 20 'li yaşlarda da söylemeye başladık biz.Lisede sınıfınızdaki en ilginç (burda ilginç darken aslında en kötüsünü söylüyorum) çiftin sizden once nişanlandığını duymak yada artık doğum günü partileri yerine nişan,düğün partilerine davet edilmeye başladığınız an işte o an 20'li yaş sendromu başlamış oluyor.Daha siz doğru düzgün bir ilişki yaşayamıyorken rekor ilişki süreniz 6 ayı geçmiyorken diğer arkadaşlarınızın nişan törenine gitmeniz insanda hafif bir depresyon ve ufaktan Halil Sezai dinleyerek (ki hiç sevmem) İsyan etmenize sebeb olabilir.Hayallerinizin artık gerçekten saçma olduğunu anladığınız ve çok az bir kısmını gerçekleştirmek için uğraştığınız dönemdir.Aslında hepsini isteseniz gerçekleştirirsinizde arada bir aşk gelince birde evde kalma durumu oluşmaması için biraz olsun vazgeç...

Yalnızlık Değil Derdim

Yalnızlık hiçbir zaman derdim olmadı. Sizin 'yalnızlık' diye tanımladığınız şey, benim için kendimi dinlemektir. Esas yalnızlık, kimseyle sevgi paylaşamamaktır; sizi dinleyecek, anlayacak, kahvenize eşlik edecek birinin hayatınızda olmamasıdır. Bu büyük bir yalnızlık olurdu ve inanılmaz çekilmez bir hayat olurdu. Esas sorun, sevgisizlikten gelmektedir. İnsanların duvarlarından, buz kesmiş kalplerinden. Herkes mi bu kadar kötü olur? Çoğunluk evet. Unutmamalıyım ki muhtemelen ben de bir başkası için "kötü" biriyim. Burada görecelik devreye giriyor ama esas konumuza dönersek; yalnızlık değil derdim. Sevgisizlik, en büyük korkum; sevgisiz kalmak ne büyük bir acıdır. Susuz kalmış bir ağaç gibi hissedersiniz, çaresizce yağmuru beklersiniz. Paylaşmayı bilmemek, aslında en büyük sorun. Birbirimizle olan iletişim, en büyük nedeni... En büyük hediye, aşık olmaktır bu yaşamda. En derinliklerinize kadar hissettiğiniz o korkunç his, ah, ne hoştur... Ne geldiği, ne de gittiği zaman...