Herkes hayatında güzel şeylerin olmasını ister sürekli hayal kurarak yaşarız fakat hayallerimizi gerçekleştirme zamanı gelince çok azımız yolumuza devam ederiz ve yerini bir sürü bahaneler yer alır.Bahanelerin arkasına saklanmak daha kolay gelir ve istemediğimiz bir hayatı yaşamaya kendimizi mahkum ederiz.Mahkum olmak istemiyorsanız her koşulde ne olursa olsun saaşmak zorundasınız.Kaderinize razı gelenlerden olmayın eyer biraz olsun aklınızı kullanmayı biliyorsanız gözünüzde yukarılara bakabilir.Peki savaşmak için mi varsınız ? Yoksa her zaman vazgeçenlerden mi ? Yorulup bırakanlardan mı yada her ne olursa olsun gerekirse başka yol deneyebilirim diyenlerden mi ? Şu anda dünya üzeride yaşayan kendi alanlarında başarılı insanlar Şanslı doğdukları için değil kaderlerine karşı gelip Savaştıkları için istedikleri Hayatı yaşıyorlar.Sizde yaşayabilirsiniz savaşmak için hazırsanız hiçbirşey sizi durdurmamalı başarısızlıklarınızdan ders çıkardın ve savaşmaya devam edin
Ne olduğunu anlamadan geçen koca bir 365 gün... Belki dünya insan olsaydı, "Yine geldim amaçsız bir dönüş" diye fısıldayabilirdi. Bizde yeni umutlarla toz pembe birkaç saat yaşayalım diye, yemeler içmeler, birkaç havalı story atmak için girdiğimiz bir savaşın içindeyiz. Hayallerimizi dövizin hızına kaptırmışız. Belki yetişebiliriz, belki ucundan yakalayabiliriz. Geçtiğimiz yıl, çok fazla başkaları adına utandığımız, insanlığımızı sorguladığımız bir yıl oldu. Yorucu ve yıpratıcıydı, fakat aynı zamanda ışıklı dört mevsimi de hissettirdi bize. Kendi savaşımın içinde bir adım daha ileriye gittiğim bir yıldı. Çok şey değiştirebildim mi hayatımda? Bazen evet, bazen hayır. Hoşlandığım çocuğun bana yazmaması canımı yaktı, ama Lady Gaga'nın "Kariyeriniz bir sabah uyandığınızda sizi sevmediğini asla söylemeyecek" sözünü hatırlayıp, yoluma daha sıkı sıkı tutundum. 30 yaşın verdiği zorunlu bir olgunlukla birlikte, tahammül sınırlarımız azalıyor. İnsanlara karşı daha az taha
Yorumlar
Yorum Gönder