Herkes hayatında güzel şeylerin olmasını ister sürekli hayal kurarak yaşarız fakat hayallerimizi gerçekleştirme zamanı gelince çok azımız yolumuza devam ederiz ve yerini bir sürü bahaneler yer alır.Bahanelerin arkasına saklanmak daha kolay gelir ve istemediğimiz bir hayatı yaşamaya kendimizi mahkum ederiz.Mahkum olmak istemiyorsanız her koşulde ne olursa olsun saaşmak zorundasınız.Kaderinize razı gelenlerden olmayın eyer biraz olsun aklınızı kullanmayı biliyorsanız gözünüzde yukarılara bakabilir.Peki savaşmak için mi varsınız ? Yoksa her zaman vazgeçenlerden mi ? Yorulup bırakanlardan mı yada her ne olursa olsun gerekirse başka yol deneyebilirim diyenlerden mi ? Şu anda dünya üzeride yaşayan kendi alanlarında başarılı insanlar Şanslı doğdukları için değil kaderlerine karşı gelip Savaştıkları için istedikleri Hayatı yaşıyorlar.Sizde yaşayabilirsiniz savaşmak için hazırsanız hiçbirşey sizi durdurmamalı başarısızlıklarınızdan ders çıkardın ve savaşmaya devam edin
Hani vardır ya böyle artık aynalara baktığınızda eskisi gibi değilsinizdir nerde o eski günler dersiniz aslında 40'lı yaşlarda söylemeye başlarsınız ama 20 'li yaşlarda da söylemeye başladık biz.Lisede sınıfınızdaki en ilginç (burda ilginç darken aslında en kötüsünü söylüyorum) çiftin sizden once nişanlandığını duymak yada artık doğum günü partileri yerine nişan,düğün partilerine davet edilmeye başladığınız an işte o an 20'li yaş sendromu başlamış oluyor.Daha siz doğru düzgün bir ilişki yaşayamıyorken rekor ilişki süreniz 6 ayı geçmiyorken diğer arkadaşlarınızın nişan törenine gitmeniz insanda hafif bir depresyon ve ufaktan Halil Sezai dinleyerek (ki hiç sevmem) İsyan etmenize sebeb olabilir.Hayallerinizin artık gerçekten saçma olduğunu anladığınız ve çok az bir kısmını gerçekleştirmek için uğraştığınız dönemdir.Aslında hepsini isteseniz gerçekleştirirsinizde arada bir aşk gelince birde evde kalma durumu oluşmaması için biraz olsun vazgeç...
Yorumlar
Yorum Gönder