İkimiz sadece hayallerimizde bir aradayız bakışlarımız her zaman ki gibi öküz tren ilişkisine aşamadı yine birbirimize baktık sen bana ben sana bir ara arkamızı dönüp baktık acaba nereye gidiyor? sorusuna kendi paranoyaklığımızla cevap bulmak için sonra yine yolumuza devam ettik her zamanki gibi aslında ikimizde biliyoruz hiç bir zaman birbirimize hoşlandığımızı söyleyemeyeceğiz bizim hayalimiz hep duman altı olacak çünkü ikimizde yeteri kadar cesur değiliz yanımdan geçiyorsun fakat nasıl delirdiğimi bir türlü göremiyorsun ikimizde yazın çıkan orman yangını gibi sadece yazın yakmadığı bir aşk ateşiyle yanıyoruz fakat dediğim gibi duman altı hayallerimizle.
Ne olduğunu anlamadan geçen koca bir 365 gün... Belki dünya insan olsaydı, "Yine geldim amaçsız bir dönüş" diye fısıldayabilirdi. Bizde yeni umutlarla toz pembe birkaç saat yaşayalım diye, yemeler içmeler, birkaç havalı story atmak için girdiğimiz bir savaşın içindeyiz. Hayallerimizi dövizin hızına kaptırmışız. Belki yetişebiliriz, belki ucundan yakalayabiliriz. Geçtiğimiz yıl, çok fazla başkaları adına utandığımız, insanlığımızı sorguladığımız bir yıl oldu. Yorucu ve yıpratıcıydı, fakat aynı zamanda ışıklı dört mevsimi de hissettirdi bize. Kendi savaşımın içinde bir adım daha ileriye gittiğim bir yıldı. Çok şey değiştirebildim mi hayatımda? Bazen evet, bazen hayır. Hoşlandığım çocuğun bana yazmaması canımı yaktı, ama Lady Gaga'nın "Kariyeriniz bir sabah uyandığınızda sizi sevmediğini asla söylemeyecek" sözünü hatırlayıp, yoluma daha sıkı sıkı tutundum. 30 yaşın verdiği zorunlu bir olgunlukla birlikte, tahammül sınırlarımız azalıyor. İnsanlara karşı daha az taha
Yorumlar
Yorum Gönder