Her yıl doğum günüm geldiğinde aklımda teomanın şarkısı ve gün boyunca edith piaf dinleyerek yeni yaşımı kutlarım bu benim için bir gelenek.Yaşım gereği daha çok uzun bir yolum var kim bilir neler yaşayıp neler göreceğim tek dileğim yaşadıklarımdan hiç bir zaman pişman olmamak ve asla keşke dememek.Bugün doğum günüm oldukça mutluyum huzurluyum çünkü beni hatırlayan bir sürü arkadaşım ve dostlarım var.Özel günüm onların sayesinde bir o kadar daha özel oluyor.Doğum günleri bana armağan günü gibi gelir.Hayatta olduğum için büyük bir armağan ödül acısıyla tatlısıyla geçen bir yıl daha sona doğru bir ufak adım daha. Hayat acımasız bazen iyi süprizler bazen kötü süprizlerle karşımıza çıkıyor ama her ne olursa olsun ben süprizleri seviyorum.Çünkü yaşamayı çok seviyorum.Eğer bu süprizlerin bir oranı yoksa o zaman bir yerde bir problem var demektir orası kesin.Birde bugünün benim için ayrı büyük önemi var.Çünkü hayranlık duyduğum benim kahramanlarımdan birinin doğum günü Martın Luther Kıng onunla aynı gün doğmuş olmak benim için çok özel çok farklı bişey her ne kadar o benden yıllar önce doğmuş olsada.Şimdi özel günümü dostlarım ve ailemle kutlama zamanı daha güzel huzurlu kahkahalarla geçmesini dileyeceğim nice yıllar için 20 adet pasta mumu söndürmem gerekiyor...
Ne olduğunu anlamadan geçen koca bir 365 gün... Belki dünya insan olsaydı, "Yine geldim amaçsız bir dönüş" diye fısıldayabilirdi. Bizde yeni umutlarla toz pembe birkaç saat yaşayalım diye, yemeler içmeler, birkaç havalı story atmak için girdiğimiz bir savaşın içindeyiz. Hayallerimizi dövizin hızına kaptırmışız. Belki yetişebiliriz, belki ucundan yakalayabiliriz. Geçtiğimiz yıl, çok fazla başkaları adına utandığımız, insanlığımızı sorguladığımız bir yıl oldu. Yorucu ve yıpratıcıydı, fakat aynı zamanda ışıklı dört mevsimi de hissettirdi bize. Kendi savaşımın içinde bir adım daha ileriye gittiğim bir yıldı. Çok şey değiştirebildim mi hayatımda? Bazen evet, bazen hayır. Hoşlandığım çocuğun bana yazmaması canımı yaktı, ama Lady Gaga'nın "Kariyeriniz bir sabah uyandığınızda sizi sevmediğini asla söylemeyecek" sözünü hatırlayıp, yoluma daha sıkı sıkı tutundum. 30 yaşın verdiği zorunlu bir olgunlukla birlikte, tahammül sınırlarımız azalıyor. İnsanlara karşı daha az taha
Yorumlar
Yorum Gönder