Ana içeriğe atla

Hayat neden böylesin ?

Çok acımasız birşeysin sen herşeyin ani bencilce hiçbirşeyi zamanında yapmıyorsun sorumsuz bir insan gibi acıyıda sevinçide aynı anda verebiliyorsun çok acımasızsın ama ikinci bir şansında yok zamanla birlikte ortaklaşa çalışıyor ve  her geçen gün sona giden yolculukta hiç durmadan ilerliyorsun.Ne geride kalanı nede ileride olanı düşünüyorsun bencilsin hayat hemde çok sadece kendine çalışıyorsun bizi düşünmeden bildiğini okuyorsun.Hayat bugünde bildiğini okudu yine benim için hem karanlık yüzünü gösterdi hemde aydınlık o kadar zordu ki ikisini birden yaşamak çok ani oldu ve yine zamanın sayesinde çabucak geçti.Ölüm getirdi ilk önce hayatımda en büyük parçalarımdan birini kopardı yine her zamanki gibi aldı ve gitti.Zamansız ansızın ve hiç sormadan aldı.Daha alışamadan sonra bir mutluluk yaşattı sevincim çok kısa sürdü çünkü daha gözyaşlarım kurumamıştı ve kolayına kurumayacak çünkü bu kez çok canım yandı.Her zamanki gibi hazırlıksız yakaladı.Daha öncekiler gibi değildi yaşattığı farklıydı tuaftı ve alışması zaman alacak.Ne yapacağımı bilemiyorum herşey bazen çok saçma geliyor hayat bu kadar acımasızken birşeyler için uğraşmak boşuna sanki ölmek 1 dakikayı bile almazken saatler günler aylar için planlar yapmak ve yaşamak neden ? Bu kadar basitse sonlar yazamadığımız bir filmde başrolde oynamak neden belkide doğru seçim değiliz.Bu filmi kim yönetiyorsa çok iyi olmadığı kesin ama çok acı veriyor bu kayıplar çok içim çok acıyor nasıl geçecek nasıl alışacağım bilmiyorum her zamanki gibi abartıyorum farkındayım ama uyuyup kalktığımda geçecek bir türden birşey değil.Ama her zamanki gibi zaman istediği gibi alıp götürecek günleri ve ben bu duruma alışmış olacağım.Birşeyleri değiştirmek için uğraştığım zamanın boşa gittiğini hissettiriyor ölüm bana. Diğer yandan madem ölüm var yaşa diyor inatla istediğin gibi hayallerin için yaşa ve sakın kimse için durma devam et çünkü gerçekten hayat beklemiyor.Son iki günde yaşadıklarım beni çok farklı biri yaptı.Büyük olasılıkla başkaları için yaşadıklarım sıradan gelebilir ama olaylara nerden bakarsanız öyle algılarsınız dedikleri bu olmalı ve ben böyle algılıyorum.Bundan sonra herşeyin bir sonu olduğuna daha çok inanacağım yine herşeye rağmen hayallerim için hayatla savaşacağım çabalayacağım her yıkılışımda gözyaşımda ayağa kalkıp devam etmesini bileceğim bir daha kimse için gözyaşı dökmeyeceğim.Asla kimseyi beklemeyeceğim ve asla bir daha kimse için durmayacağım gittiğim yolda duraklarımı kendim belirleyip ona göre yürümeye devam edeceğim.Gelene hoşgeldin,gidene ise hoşçakal demeyi öğreneceğim.Ölümün olduğu bu acımasız oyunda artık kuralları daha iyi bilerek ilerleyeceğim ve elimden geldiğince hiçbirşeyi dert etmeden şükretmeyi öğreneceğim ve zamana eşlik edip yoluma devam edeceğim.Hiç birşey olmamış gibi ölüme yaklaşırken daha cesur daha mutlu ilerleyeceğim.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Belki dünya insan olsaydı, "Yine geldim amaçsız bir dönüş" diye fısıldayabilirdi

Ne olduğunu anlamadan geçen koca bir 365 gün... Belki dünya insan olsaydı, "Yine geldim amaçsız bir dönüş" diye fısıldayabilirdi. Bizde yeni umutlarla toz pembe birkaç saat yaşayalım diye, yemeler içmeler, birkaç havalı story atmak için girdiğimiz bir savaşın içindeyiz. Hayallerimizi dövizin hızına kaptırmışız. Belki yetişebiliriz, belki ucundan yakalayabiliriz. Geçtiğimiz yıl, çok fazla başkaları adına utandığımız, insanlığımızı sorguladığımız bir yıl oldu. Yorucu ve yıpratıcıydı, fakat aynı zamanda ışıklı dört mevsimi de hissettirdi bize. Kendi savaşımın içinde bir adım daha ileriye gittiğim bir yıldı. Çok şey değiştirebildim mi hayatımda? Bazen evet, bazen hayır. Hoşlandığım çocuğun bana yazmaması canımı yaktı, ama Lady Gaga'nın "Kariyeriniz bir sabah uyandığınızda sizi sevmediğini asla söylemeyecek" sözünü hatırlayıp, yoluma daha sıkı sıkı tutundum. 30 yaşın verdiği zorunlu bir olgunlukla birlikte, tahammül sınırlarımız azalıyor. İnsanlara karşı daha az taha

Vaktin varken SEV

Vaktin varken sev, Korkma duygularından sadece yaklaş Yargılama kendini aynalarda sadece inan Kalbin varken hisset sıcaklığını saflaş biraz Çiceklerden yol yap sevgine ve sakın geri dönme Vaktin varken sev, Bir tekrarı daha olmayacak çünkü Bak bir kelebek daha öldü Bu kez kalbinin götürdüğü yere git. Sorma sorgulama sadece git. Vaktin varken sev Koru sımsıkı sar aşkı kaybetme sakın Vedalar acıtsada,korkma ağlamaktan Hadi yaklaş şimdi başlıyor aşk......

+20 Yaş Sendromu

          Hani vardır ya böyle artık aynalara baktığınızda eskisi gibi değilsinizdir nerde o eski günler dersiniz aslında 40'lı yaşlarda söylemeye başlarsınız ama 20 'li yaşlarda da söylemeye başladık biz.Lisede sınıfınızdaki en ilginç (burda ilginç darken aslında en kötüsünü söylüyorum) çiftin sizden once nişanlandığını duymak yada artık doğum günü partileri yerine nişan,düğün partilerine davet edilmeye başladığınız an işte o an 20'li yaş sendromu başlamış oluyor.Daha siz doğru düzgün bir ilişki yaşayamıyorken rekor ilişki süreniz 6 ayı geçmiyorken diğer arkadaşlarınızın nişan törenine gitmeniz insanda hafif bir depresyon ve ufaktan Halil Sezai dinleyerek (ki hiç sevmem) İsyan etmenize sebeb olabilir.Hayallerinizin artık gerçekten saçma olduğunu anladığınız ve çok az bir kısmını gerçekleştirmek için uğraştığınız dönemdir.Aslında hepsini isteseniz gerçekleştirirsinizde arada bir aşk gelince birde evde kalma durumu oluşmaması için biraz olsun vazgeçersiniz.Zate