Acılar biriktiriyoruz hayatlarımızda taşımazı zor bir sürü yük o yüklerden kurtulanlarda var o yükleri taşımak zorunda olanlarda.En büyük zorluk o yükleri taşımaya devam etmek.Hayatlarımıza bir sürü insan gelir bir o kadarda giderler.En sonunda gidenler gelenler karmakarışık eder yaşamımızı ve geride kalmak en büyük yüktür bu hayatta.Gidenin arkasından sadece anılarla teselli bulmak hayatın en acımasız tarafıdır.Yaşamak gerekir diyerek devam etmek zorunda kalmak nefes almaya....Zamanla kandırmak acımızı dinecek diye ümit etmek.Geride kalanlar için yaşamak zordur her an anılarla beraber olmak seni yalnız bırakan eşini,kardeşini,sevgilini hatırlamak,Hatırlarken kaybolmak kendini bulmaya çalışmak bıraktıkları yükleri taşımaya çalışmak oldukça zordur.Hayatın bizler için yaptığı en kötü şey gidenlerin ardında kalmak yaşamaya çalışmak herşeye rağmen.
Hani vardır ya böyle artık aynalara baktığınızda eskisi gibi değilsinizdir nerde o eski günler dersiniz aslında 40'lı yaşlarda söylemeye başlarsınız ama 20 'li yaşlarda da söylemeye başladık biz.Lisede sınıfınızdaki en ilginç (burda ilginç darken aslında en kötüsünü söylüyorum) çiftin sizden once nişanlandığını duymak yada artık doğum günü partileri yerine nişan,düğün partilerine davet edilmeye başladığınız an işte o an 20'li yaş sendromu başlamış oluyor.Daha siz doğru düzgün bir ilişki yaşayamıyorken rekor ilişki süreniz 6 ayı geçmiyorken diğer arkadaşlarınızın nişan törenine gitmeniz insanda hafif bir depresyon ve ufaktan Halil Sezai dinleyerek (ki hiç sevmem) İsyan etmenize sebeb olabilir.Hayallerinizin artık gerçekten saçma olduğunu anladığınız ve çok az bir kısmını gerçekleştirmek için uğraştığınız dönemdir.Aslında hepsini isteseniz gerçekleştirirsinizde arada bir aşk gelince birde evde kalma durumu oluşmaması için biraz olsun vazgeç...
Yorumlar
Yorum Gönder