Biz sadece rolleri verilmiş oyuncularız.Ne sen gerçek duygularını veriyorsun ne de ben ama şunun farkındasın ki (ya da yine değilsindir) ben daha iyi bir oyuncuyum rolümün hakkını veriyorum.Karakterime güzel can veriyorum saygılı,sevgili,ilgili...bazen rolümden sapsamda hakkını vererek ilerliyorum.Biz hiç bir zaman diğerleri gibi gerçek duyguları yaşamadık yaşamayacağızda her zaman rol yapmaya devam edeceğiz Rollerimiz için yaşayacağız ve bunun için sabredeceğiz.Bu role oldukça alıştım kaç yıldır bu oyunun bir parçasıyım artık oldukça profesyonelleştim.Ama şunu söylemeliyim bazen gerçek duygularım ortaya çıkabilir ve bu seni üzebilir umarım gerçekten üzüyordur birazda olsun en azından hala daha duygularının olduğu anlamına gelir bu.Bişeylerin farkında olduğunu bilmeyi isterdim.Senden hiç birşey istemiyorum yeterki diğerlerine belli etmiyelim rollerimizi devam edelim oyunumuza tek dileğim var Perdeler kapandığında sahneyi terk edecek olan ilk kişi sen ol ben değil...
Ne olduğunu anlamadan geçen koca bir 365 gün... Belki dünya insan olsaydı, "Yine geldim amaçsız bir dönüş" diye fısıldayabilirdi. Bizde yeni umutlarla toz pembe birkaç saat yaşayalım diye, yemeler içmeler, birkaç havalı story atmak için girdiğimiz bir savaşın içindeyiz. Hayallerimizi dövizin hızına kaptırmışız. Belki yetişebiliriz, belki ucundan yakalayabiliriz. Geçtiğimiz yıl, çok fazla başkaları adına utandığımız, insanlığımızı sorguladığımız bir yıl oldu. Yorucu ve yıpratıcıydı, fakat aynı zamanda ışıklı dört mevsimi de hissettirdi bize. Kendi savaşımın içinde bir adım daha ileriye gittiğim bir yıldı. Çok şey değiştirebildim mi hayatımda? Bazen evet, bazen hayır. Hoşlandığım çocuğun bana yazmaması canımı yaktı, ama Lady Gaga'nın "Kariyeriniz bir sabah uyandığınızda sizi sevmediğini asla söylemeyecek" sözünü hatırlayıp, yoluma daha sıkı sıkı tutundum. 30 yaşın verdiği zorunlu bir olgunlukla birlikte, tahammül sınırlarımız azalıyor. İnsanlara karşı daha az taha
Yorumlar
Yorum Gönder