Ana içeriğe atla

Sana İhtiyaçım var yada Herhangi birine mi ?

Sana ihtiyaçım var diyebilmek bazen çok zor gelir.Çok arzuladığınız halde o sizden çoktan gitmiştir bile belkide başka yolda başka biriyle başlamıştır.Yada yine yarı yolda onuda bırakmıştır öylece hiçbirşey olmamış gibi hiç yaşanmamış gibi yapıp devam etmiştir belkide ki genelde bu şekilde oluyor.Aslında az önce bahsettiğim küçük senaryo tadındaki anlatım eminim bir çoğumuzun başından geçmiştir.Üzdüğünü bile bile yine o kişiyi istemek,arzulamak,özlemek yada tüm bu istemek arzusunun sebebi yalnız kalmakdan korktuğumuzdan mı gelir ? Belkide sadece herhangi birine ihtiyaçımız vardır sadece o yalnızlıkdan bunalımdan kurtulmamıza yardımcı olacak herhangi biride belkide işimize yarar.İşimize yaramak diye tanımlamak fazla hoş olmadı ama Hayata ve durumlara karşı gerçekçi bakmak gerektiğini düşünenlerdenim çünkü Hayat fazlasıyla gerçek,hiç bir hayale yer yok hayatta.Hayat bir hayal değil.Bunu farkına vardığımızda belkide ihtiyaçımız olanın o olduğuna yada herhangi birine gerek duyduğumuzun farkına varıyoruz.Şuan ki durumumda sanırım ben herhangi birine ihtiyaç duyuyorum Hayatıma yeni birinin gelmesini arzuluyorum.O arayışımın kaçışımın bir son bulmasını belkide benden kaçan gideni bende zihnimden atmak için uğraşıyorum aslında....Yani uzun lafın kısası yine birini arıyorum,arıyorsun,arıyor,arıyoruz,arıyorsunuz ve arıyorlar...

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Vaktin varken SEV

Vaktin varken sev, Korkma duygularından sadece yaklaş Yargılama kendini aynalarda sadece inan Kalbin varken hisset sıcaklığını saflaş biraz Çiceklerden yol yap sevgine ve sakın geri dönme Vaktin varken sev, Bir tekrarı daha olmayacak çünkü Bak bir kelebek daha öldü Bu kez kalbinin götürdüğü yere git. Sorma sorgulama sadece git. Vaktin varken sev Koru sımsıkı sar aşkı kaybetme sakın Vedalar acıtsada,korkma ağlamaktan Hadi yaklaş şimdi başlıyor aşk......

+20 Yaş Sendromu

          Hani vardır ya böyle artık aynalara baktığınızda eskisi gibi değilsinizdir nerde o eski günler dersiniz aslında 40'lı yaşlarda söylemeye başlarsınız ama 20 'li yaşlarda da söylemeye başladık biz.Lisede sınıfınızdaki en ilginç (burda ilginç darken aslında en kötüsünü söylüyorum) çiftin sizden once nişanlandığını duymak yada artık doğum günü partileri yerine nişan,düğün partilerine davet edilmeye başladığınız an işte o an 20'li yaş sendromu başlamış oluyor.Daha siz doğru düzgün bir ilişki yaşayamıyorken rekor ilişki süreniz 6 ayı geçmiyorken diğer arkadaşlarınızın nişan törenine gitmeniz insanda hafif bir depresyon ve ufaktan Halil Sezai dinleyerek (ki hiç sevmem) İsyan etmenize sebeb olabilir.Hayallerinizin artık gerçekten saçma olduğunu anladığınız ve çok az bir kısmını gerçekleştirmek için uğraştığınız dönemdir.Aslında hepsini isteseniz gerçekleştirirsinizde arada bir aşk gelince birde evde kalma durumu oluşmaması için biraz olsun vazgeç...

Yalnızlık Değil Derdim

Yalnızlık hiçbir zaman derdim olmadı. Sizin 'yalnızlık' diye tanımladığınız şey, benim için kendimi dinlemektir. Esas yalnızlık, kimseyle sevgi paylaşamamaktır; sizi dinleyecek, anlayacak, kahvenize eşlik edecek birinin hayatınızda olmamasıdır. Bu büyük bir yalnızlık olurdu ve inanılmaz çekilmez bir hayat olurdu. Esas sorun, sevgisizlikten gelmektedir. İnsanların duvarlarından, buz kesmiş kalplerinden. Herkes mi bu kadar kötü olur? Çoğunluk evet. Unutmamalıyım ki muhtemelen ben de bir başkası için "kötü" biriyim. Burada görecelik devreye giriyor ama esas konumuza dönersek; yalnızlık değil derdim. Sevgisizlik, en büyük korkum; sevgisiz kalmak ne büyük bir acıdır. Susuz kalmış bir ağaç gibi hissedersiniz, çaresizce yağmuru beklersiniz. Paylaşmayı bilmemek, aslında en büyük sorun. Birbirimizle olan iletişim, en büyük nedeni... En büyük hediye, aşık olmaktır bu yaşamda. En derinliklerinize kadar hissettiğiniz o korkunç his, ah, ne hoştur... Ne geldiği, ne de gittiği zaman...